15 Mayıs 2015 Cuma

EFSANE İKİLİ ZEKİ- METİN'İN ZEKİ'Sİ GİDİNCE

Selamlar herkese,


Bugün sizlerle biraz duygu yüklü, biraz da eleştiri niteliğinde bir yazı daha paylaşmak istiyorum. İnanın şu anda içimden ne gelirse doğaçlama buraya aktarıyorum. Özel bir çabaya gerek yok. Çünkü konu ZEKİ ALASYA.


Biliyorsunuz geçen hafta elim bir olay oldu ve şok bir haberle sarsıldık. Bu ülkenin en büyük değerlerinden biri olan, sanatçı, duayen ZEKİ ALASYA artık aramızda yoktu. Haberi okuyunca insan şakadır herhalde diyor. Ama bir bakıyorsunuz ki gerçekten kaybetmişiz. Önce çok büyük bir şok geçirdim. Ne olduğunu anlamaya çalıştım. Sonra haberin doğru olup olmadığına baktım. Metin AKPINAR' ın sözlerini dinleyince umutlarım tükendi ve başladım ağlamaya... Evet, her canlı ölümü tadacaktır biliyorum ama sağlıklı sanıyorduk biz onu. Tüm Türkiye şoka girdi. Ayşen GRUDA 'Bugün her evden bir cenaze çıktı.' demiş ne kadar da doğru. Biz Zeki ağabeyimizi, Zeki amcamızı kaybetmiştik. Bizi güldüren o efsane ikili artık ayrılmıştı. Yıllarca Zeki-Metin kavgalı denmişti sürekli bu haberleri duymuştuk ama Metin ağabeyimiz gerçek değildi dedi. Biz asıl şimdi ayrıldık. Sevinenler kına yaksın dedi. Ahh ahh neden sürekli yalan yanlış haberlerle beynimizi dolduruyoruz. Onlar çok iyi dosttu ben bunu hissediyordum. Koca bir ömür geçirmişlerdi. Sonuçta kardeş gibiydiler. Bunu anlamak bu kadar mı zordu? Hayır değildi. İnsanlar kıskandılar böyle bir dostluk olamaz diye düşünüp iftira atmayı yeğlediler. Her zamanki gibi sığ davranmayı seçtiler işte... Ne zaman yüce gönüllü olabilmişlerdi ki yine şaşırmamıştım yani.
İnsan neden başkalarının mutluluğundan keyif almak yerine, sürekli başkalarının mutluluğunu kıskanır bir türlü çözemedim gitti. Herhalde hiç de çözemeyeceğim.

Neyse, öncelikle ben Zeki ALASYA öldü haberinde neden derin bir şok geçirmiş ve tüm gün ağlamıştım? Bunu bana sordu yakın çevrem elimde değildi ki. Kemal SUNAL' ın ölüm haberinde sarsılmıştım çok büyük bir şok geçirmiştim. Geçenlerde eşime şunu demiştim belki de ondan bu kadar kötü oldum. Kemal SUNAL yok ama Zeki-Metin var, Halit AKÇATEPE var. Ama onlardan birine bir şey olursa çok kötü olurum demiştim, zor kaldırırım demiştim belki de hissetmiştim olacakları farkında olmadan...
Peki, benim Zeki-Metin ile tanışmam nasıl olmuştu, 4-5 yaşlarında idim. O zamanlar daha DVD oynatıcılar yok. Video-kaset oynatıcılar var. Bizim evde de vardı. Ağabeyimle oturup ‘Ninja Kaplumbağalar’ ı izlemiştik. O bitince de DEVE KUŞU KABARE kasetini izlemeye başladık. İşte o gün tanımıştım. Çok gülmüştüm. O çocuk aklımla ne anlamış da gülmüştüm bilmiyorum. Ama şu an biliyorum. Onlar çocuktan büyüğe herkesin anlayabileceği bir dil kullanıyorlardı bu konuda büyük ustalardı. İşte o zaman tanımıştım. Sonra ise filmlerini izlemeye başlamıştık. Efsane ikilinin o komik filmleri. Çocukken bana gülmeyi öğreten insanlar bir bir gidiyorlar işte. Kolay değildi bu. Çocukluğum da gitti sanki. Her zaman güldüğüm filmlere şimdi gözlerim dolu dolu bakıyorum. Gülemiyorum sanırım bir süre de pek gülemeyeceğim. Ahhh ahhh zor ama hayatın gerçeği bu herkes doğar, büyür ve ölür. Çok net ama zor...

'O güzel insanlar o güzel atlarına binip gittiler.' Evet, işin özeti buydu.
Ben o gün bu gidişi şöyle ifade ettim. Şimdi buradan gökyüzüne doğru bir yıldız daha kaydı ve dönmemek üzere gitti... Sanırım duygularımı en iyi ifade eden cümle bu oldu.

Bunca üzüntümün içinde o gün beni çok kızdıran, çok affedersiniz ama adeta sövdüren şeyler de okudum. Zeki ALASYA masonmuş o yüzden naaşı camiden kalkamazmış. Bunun kararını bu hadsizler mi veriyor? Ardından rahmet okunmaz ve dua edilmezmiş. Bunu yazanlar siz kendinizi ne sanıyorsunuz acaba? Adam ölmüş. Türkiye yasta birkaç gereksiz çıkıp da böyle hadsizlik nasıl yapıyor anlamıyorum. Ölenin arkasından kötü konuşulmaz dinime bağlıyım diye geçinen zavallı mahlukatlar önce bunu öğrenseniz de sonra konuşsanız. Kendince dininizi savunduğunuzu sanırken, öyle bir dibe batıyorsunuz ki… 


Ben en çok Zeki abimizin ailesinin bu tip haberleri okuyup üzülmesine üzülüyorum. Ne hakkınız var ki acısı olan insanları böyle yormaya. Bırakın da üzüntümüzü, kederimizi yaşayalım. Bir susun. Bir def olun Allah aşkına ya.

Son olarak Metin abimizin acı haberi aldığında söyledikleriyle yazımı noktalamak istiyor ve o kara kalpli insanlara vicdanınız yok mu sizin demek istiyorum. İşte o yürek burkan sözler:

Alasya’nın can dostu Metin Akpınar da çok büyük üzüntü içinde. CNN TÜRK' e konuşan Metin Akpınar, üzüntüsünü gözyaşlarıyla şu sözlerle anlattı:
"Zeki Alasya benim yarımdı. Yarım gitti, canım gitti. Herkes için büyük kayıp. Her ölüm gençtir ama Zeki çok genç öldü. Maalesef karaciğerde bir olumsuzluk oluşmuştu. Çok geç fark edilmişti, yapacak bir şey yoktu. Son zamanda hoş tutmaya çalışıyorduk. Olabildiğince rahat ettirmeye çalışıyorduk. 15 gündür çok kötü bir tablo vardı. Son 2 gündür ben yanındaydım. Bugün sevdiği yemeği yapıp götürecektim. Bu haberi aldım. Kader bizi adeta birleştirmişti. Babalarımız aynı firmada çalışırlardı. Annelerimiz vefat ettiğinde imamları bile aynıydı. Bu yazgı bizi birleştirdi ve ölüme kadar da ayrılmadık. 
Ayrılık dedikoduları saçma sapan dedikodulardı. Şimdi gerçekten ayrıldık, bazıları kına yakabilir. Çok marifetli bir adamdı. Terziliği bile vardı. Zeki başarılı bir sanatçıydı. Kısa ömrüne çok başarı sığdırdı."

Biraz insan olun da ölmüş adamın arkasından dua edin ve insanların acılarına saygı gösterin. Anlayın demiyorum. En azından hürmet edin...

Mekanın cennet olsun Himmet ağabey, biz senden bir şey sayarken kafamız karışırsa ta en başa dönüp yeniden saymayı öğrendik. Sen bize aslında o zamanlarda pes etmemeyi, yanlış yaparsak başa dönmeyi öğretmiştin. Biz senden çok şeyler öğrendik. Nurlar içinde yat. Kemal SUNAL' a selam söyle. Tek tesellimiz onunla kavuşmanız belki de...

Bunları yazarken hala çok duygu doluyum. Ağlayacak gibi de oldum ama ağlamadım. Hüzünlüyüm. Zor bir kayıp bizler için. Bütün değerler bir bir gidiyorlar. Alışmak mı lazım bilmiyorum...

Sevgiler,

MOCCCO


1 yorum:

  1. Harika bir yazıydı büyük bir zevkle okudum kızım. Kutlarım..

    YanıtlaSil