AŞK ANLATILMASI GÜÇ, EN YAŞANILASI VE EN TARİFSİZ DUYGU
Merhabalar arkadaşlar,
Sizlerle bugün yeni bir yazımda daha buluşmanın sevincini yaşıyorum.
Merhabalar arkadaşlar,
Sizlerle bugün yeni bir yazımda daha buluşmanın sevincini yaşıyorum.
Belli bir yaşa gelince insan aşkı kendine göre anlatabiliyor. Ben
de bu yazımda sizlerle biraz bunu yapmaya çalışacağım. Umarım beğenerek okur ve
okudukça kendinizden bir şeyler bulabilirsiniz.
27 yaşında bir kadınım ve hayatımda sadece bir kez aşık oldum. Ama
etrafımda çok aşka tanıklık ettim. Kimisi acı sonla bitti kimisi ise mutlu sona
doğru gitti, evlilikle sonuçlandı diyeceğim ama aslında sonuçlandı demek bana
yanlış geliyor. Çünkü evlilik aşkın bitmesi demek değil, sadece başka bir
boyuta geçmesidir. Evli insanlar beni daha iyi anlayacaktır. Ama bekar
arkadaşlara buradan sesleniyorum evlilik zor da olsa aşık olarak evlenirseniz
tüm zorlukları aşabilirsiniz. Merak etmeyin sizleri sürekli evlilik diyerek
sıkmaya hiç niyetim yok. Önce kendi durumumu anlatarak başladım söze. Ben aşık
bir kadınım ve aşık olduğum adamla evlendim. Ama ben sizlerle bu yazının
devamında tanık olduğum aşkları, yaşanmışlıkları, kalp kırıklıklarını
anlatacağım.
Evet, çok eski tarihlerden beri anlamı keşfedilememiş, tarif
edilememiş tek duygudur aşk. Çocukken başlar kimimizde ya da başladığını sanır
çoğumuz. Aşk başka bir dünyadır arkadaşlar. Çeşitleri de vardır. Karşılıklı
olan aşklar ve hiç karşılık bulamayan aşklar, saplantılı aşklar…
İlk önce belki de çoğunuzun başına gelen, gelmiş olan ya da
gelecek olandan başlamak istiyorum. Karşılıksız aşk dediğinizi duyar gibiyim.
Platonik aşk diye de geçer. Bilirsiniz genelde küçük yaşlarda başımıza gelen,
kendimizden büyüklere duyduğumuz büyük hayranlıktır bu aslında. Açıkçası ben
onu tam olarak bu kategoriye koyamıyorum. Neden derseniz ileriki yaşlarınızda
onun sadece bir hayranlık olduğunu anlıyor ve sadece gülüp geçiyorsunuz. Burada
genelde öğrencinin öğretmenine duyduğu hayranlık, küçük bir kız çocuğunun ya da
erkek çocuğunun izlediği filmdeki oyuncuya aşık olduğunu sanması gibi masumane
şeyler var.
Ama asıl karşılıksız aşk yukarıda dediğim gibi olmaz. Aynı sınıfta
okuduğunuz, sıra arkadaşınızla önce dost olup, sonra ona karşı bakışınızın
değişmesi ve sürekli onu düşünmeniz gibi olur. Neden özellikle sıra arkadaşı
dedim çünkü genelde o şekilde olan karşılıksız aşklara tanıklık ettim. Bu aslında
yaş ilerledikçe bazı hormonların da etkisiyle karşı cinse farklı bir gözle
bakma durumudur. Bilimsel olarak da açıklamış oldum. Neyse sıkılmayın hemen.
Genelde erkek tarafında başlayıp, kızın anlayamaması nedeniyle olayın farklı
boyutlara ulaşmasıyla sonuçlanır. Erkek aşıktır ama kız dost olarak görüyordur.
Kızın haberi bile yoktur. Erkek hareketleri belli etse bile kız konduramaz, o
benim sıra arkadaşım, o benim sırdaşım, o benim dostum der ama sonunda en çok
acıyı da yine o kız çeker…
Şimdi diyeceksiniz ki hep mi kız acı çeker. Valla hep diyemem ama
genellikle kızlar acı çeker. Ben birebir şahit oldum böylesi bir olaya. Kız en
yakın arkadaşım dediği çocuktan bir anda ‘çıkma teklifi’ aldı ve dünyası
yıkıldı. Çünkü onun için o sadece arkadaştı, dosttu, sırdaştı. Nasıl yıkılmasın
ki, birdenbire en yakın arkadaşınızı kaybediyorsunuz hem de sonsuza kadar.
İnanın bir daha eskisi gibi olamadılar. Kız hala der. Keşke hiç bana o gözle
bakmasaydın da, o güzel dostluğumuz sonuna kadar sürseydi… Ama olmadı, olmadı.
Kız hala hatırladıkça üzülür. Dostumu kaybettim diye çünkü bu devirde dost
bulmak çok zor.
Bir başka örnekte yukarıdakine benziyor ama bence daha beteri. Bir
dönem belki hatırlarsınız. Herkes en yakın arkadaşına kanka, kanki derdi. İşte
bir başka tanık olduğum olayda böyleydi. Birbirlerine kanka, kardeş diyen bir
erkekle bir kızın hikayesi. Kız çok saf ve temiz. Herkesi de kendisi gibi
sanıyor. Ne demişler. Kişi karşısındakini kendi gibi bilirmiş. O yüzden de kız
bunu fark edemiyordu. Ama çocuk bunu fark etsin diye çok uğraşmıştı. Sürekli
onu sahiplenip, kıskanıyor ve aşırı tepkiler veriyordu. Ama kız beni kız
kardeşi gibi görüyor ondan böyle yapıyor diyordu. Ama durum pek de öyle
değildi. Kız aslında neden konduramıyordu diye sorarsanız; çünkü çocuk kıza
kanka sen bir gün evlenirsen ben senin nikahında şahidin olmak istiyorum
demişti. Böyle bir çocuktan nasıl öyle bir şey bekleyebilirdi ki..? Neyse zaman
geçti. Çocuk bir gün artık dayanamadı ve kıza açıldı. Ne olduysa o zaman oldu.
Kız onu istemedi kardeşimsin sen benim dedi. Anlamadı. Sürekli ret cevabı verdi
yine anlamadı. Anlamamakta ısrar etti. En sonunda kız yazık dedi sevmiyorum ama
o mutlu olsun dedi evet dedi ve hayatının en büyük hatasını yaptı. O zaman umut
buldu çocuk ama kız hiç sevemedi onu. Sonunda da olmuyor diyerek ben seni
kardeş gibi görüyorum başka türlüsü olmaz dedi. Çocuk yine anlamadı. Hep neden
diye sordu, Neden beni sevmiyorsun, benim neyim eksik diye soruyordu. Kız da
artık en son tipim değilsin dedi kestirdi attı. Bu defa da çocuk içip içip onu
aramaya başladı. Şimdi bu sizce aşk mıdır? Saplantı mıdır? Ben söyleyeyim
saplantılı bir aşktı onunki. Hastalıklı bir tutku idi. Ama kızın suçu yoktu.
Belki de tek suçu evet demesiydi.
Sevgili bayan arkadaşlarım, kızlar eğer lise çağlarındaysanız ve
kankalarınız varsa onlara karşı mesafeli olun, saf olmayın, gözünüzü açın ve
olayların farkında olun lütfen. Yoksa benim çevremdeki kız arkadaşlarım gibi
acı çekersiniz.
Bir de uzaktan sevmeler var. Uzaktan uzağa aşık olanlar. Onlarınki
çok zararsız olur. Birçok filme de konu olmuştur. Çok örnekleri vardır. Hatta
şarkısı bile var. ‘Seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli. Alıştım
hasretine gel desem gelemem ki’ Aslında eskiden böyleymiş çoğu
aşklar uzaktan sever, itiraf edemezmiş insanlar. Uzaktan, zarar vermeden
severlermiş. Şimdi nerede öyle sevgiler. Şimdi illa ki bana evet diyecek
derdinde herkes. Yok ki öyle bir dünya. Bu işler gerçekten nasip, kısmet.
Unutmayın nasip diye bir şey var. Hatta bununla ilgili bir söz
paylaşmak istiyorum sizinle. Tam da yeri geldi. Nasip; İstenen değil,
hep verilen. Nasipse gelirmiş Çin'den Yemen'den. Nasip değilse; Senin olsa bile
kayar gidermiş elinden…
O yüzden hep nasip kısmet diyerek bakın bu işlere. Bakın size yukarıda anlattığım olayda kız da çocuk da şu an evliler ve çocukları var. Demek ki nasip değilmiş. Boşuna üzmüş çocuk kızı o kadar. O yüzden nasip nasip nasip…
O yüzden hep nasip kısmet diyerek bakın bu işlere. Bakın size yukarıda anlattığım olayda kız da çocuk da şu an evliler ve çocukları var. Demek ki nasip değilmiş. Boşuna üzmüş çocuk kızı o kadar. O yüzden nasip nasip nasip…
Uzaktan yaşanan sevgiler için de aklıma çok güzel bir şarkı geldi.
İlk dinlediğimden beri beni çok etkilemiş bir şarkıdır. Hiç başıma uzaktan
sevmek gelmese de müziği, sözleri çok etkileyici gelmişti bana.
Uzaktan sevdim uzaktan seni
Uzaktan sevdim uzaktan seni
Söyleyemedim sevdiğimi
Ne kadar çok istedim bilsen.
Söylemeyi sevdiğimi
Ama seni görünce titrerdi yüreğim.
Tutulurdu dilim konuşamadım.
Seni izledim seni günlerce
Söyleyecektim sevdiğimi
Sen yanımdan geçip de gittin
Söyleyemedim yine sevdiğimi
Çünkü seni görünce titrerdi yüreğim.
Tutulurdu dilim konuşamadım.
Bu şarkıdaki gibi aşklar kaldı mı bilmem ama bu gerçekten bir aşk.
Uzaktan sevmeyi tercih edip, sevdiğine zarar vermeden sevenler. Sizler iyi ki
bir zamanlar varmışsınız. Ama şimdi var mısınız emin değilim. Eğer olsaydınız
kızlar hayır dedi diye öldürülmezdi herhalde.
Bir de sahte aşklar var aslında. Umarım çoğunuzun başına
gelmemiştir. Burada erkek/kadın hangisi olursa karşındakini kandırıyor.
Seviyor, numarası yapıyor ve duygularıyla oynuyor. Böyle örnekler de çok gördüm
maalesef. Karşındakini kandırınca acaba ellerine ne geçiyor anlamak mümkün
değil. Öyle de güzel rol yapıyorlar ki gerçekten herkesi inandırıyor sevdiğine.
İşte bunlar şeytan insanlar. Yazık değil mi ona inanan insana, yazık değil mi
onun umutlarına, yazık değil mi onun evlilik hayallerine. Yazık demeyi bırakın,
günah bu günah. Kul hakkına girer. Birazcık vicdanı olsa yapmaz insan bunları.
Ama işte maalesef herkes bizim gibi değil. İnsanoğlu çiğ süt emmiştir diye
boşuna dememişler. Allah hepimizi iyi insanlarla karşılaştırsın arkadaşlar. Ben
maalesef buna da şahit oldum. Aylarca kandırdı kişi. Sonra öğrendik ki aynı
anda başka bir kızla daha ilişkisi varmış. Hatta nişanlısı varmış. Olan benim
arkadaşıma oldu. O yüzden çok dikkat edin derim. İnsanlar çok iyi oynuyor. En
güzeli dua etmek ve kalpten hissetmek bazı şeyleri. Aşkın gözü kördür derler.
Bu çok doğru bir laf. Hatta aşkın kulağı da sağır, zaten mantığı da yok. O
yüzden insan aşık olursa göremiyor. Burada çevreye, aileye çok iş düşüyor
sanırım. İnsanlar artık kandırılmasın istiyorum. Sonrası çok büyük bir yıkım
oluyor. Yazık yani onca yaşanana, vakit kaybına, çabaya…
İşte aşk böyle çok acı da çektiriyor, çok mutlu da ediyor. Sanki
onunla da olmuyor, onsuz da olmuyor. Aşksız bir hayat da zor, tadı tuzu
olmuyor. Aşk olunca da üzülmeyi göze almak gerekiyor. Zor bir karar belki de bu
arkadaşlar. Aşık olunmalı mı, olunmamalı mı, yıllardır çözülemeyen bir sorun bu
aslında.
Ama bana sorarsanız, her insan hayatının bir döneminde dahi olsa
aşkı yaşamalı, bu duyguyu tatmalı, bu duyguyu tatmadan bu dünyadan göçüp
gitmemeli. Ama tabii ki bu da nasip, kısmet. Her şeyin hayırlısı demek
gerekiyor her zaman.
Şimdi sizlerle aşk adına aklıma gelen sözleri paylaşmak istiyorum
ve yazımı bu şekilde noktalamak istiyorum.
‘ ÇIKMAZ yazdığı halde ısrarla girdiğin sokağın adıdır
AŞK’
‘AŞK tüm dünya insanları arasında sana tanıdığım ayrıcalıktır.’
‘Belki de sen sadece aşka aşıktın ama ben bunu üstüme alındım.’
‘Gelmeyeceğini bile bile ısrarla beklemek, saflık değil yalnızca
AŞK’tır.’
‘Aşk sabretmektir. Hz. Yusuf’un kuyudayken sabretmesi, Hz.
Yakup’un Yusuf’u beklerken sabretmesi gibi…’
‘Aşk lüks bir lokantada yenilen en pahalı kazıktır.’
‘Aşık olmak hayal kurmak kadar kolay, unutmak ise hayalin
gerçekleşmesi kadar zordur.’
‘Aşkı arama kitaplarda, romanlarda, filmlerde. Aşk yalnızca
sevdiğinin gözlerinde…’
‘Aşk tarifi olmayan ama hep hayali kurulan tek duygudur.’
Son olarak da Peygamberimiz Hz. Muhammed'in çok sevdiğim bir sözünü paylaşmak istiyorum.
Son olarak da Peygamberimiz Hz. Muhammed'in çok sevdiğim bir sözünü paylaşmak istiyorum.
Umut verip güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın Gönül
sadakasını iki dünyada da veremezsin... Hz. Muhammed (S.A.V.)
MOCCCO
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder